Blog

HER AĞRI ÇEKEN KİŞİYE ALGOLOJİK YAKLAŞIM ADI ALTINDA BİRTAKIM İĞNELER YAPMAK YARDIMCI OLUR MU?

Özellikle son zamanların en moda tedavi yaklaşımı; hasta ağrı çekiyor ve bir dokunuş
ile aniden sanki yeni doğmuş gibi oluyor. Neredeyse hoplaya-zıplaya evine dönüyor. Aslında
herkesin beklentisi de bu yönde.
Algoloji ağrı bilimi olarak literatürde yerini almış, öncelikle kronik ve çözümsüz ağrısı
olan hastalara nefis yaklaşımlarla konfor sunabilen bir bilim dalı. Fakat adı gereği bilim dalı
olması sebebiyle, bilimsel sıralardan geçmiş, tabiri caiz ise tebeşir tozu yutmuş Uzman
doktorlar tarafından yapılabilecek tedaviler zinciridir. Her eline iğne alıp eklemlere,
omurgalara bir ok gibi saplayanlardan bahsetmiyorum.
Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi branşımın içerisinde özellikle omurga problemi
çeken hastaların sadece %3’ ila %4’ü ameliyat ile çözülmesi gereken gruba girer. Bu yüzdelik
grup dışındaki hastaların tedavisinde çok ciddi suistimaller olur. Bunun bilimsel yaklaşım dışı
ve hiçbir sağlık eğitimi almamış kişiler tarafından yapılması kadar korkunç bir olay
tariflenemez.
Omurga anatomisinden biraz bahsedecek olursak, sizler de hak verirsiniz. Tabii ki
hemen korkulara kapılıp, ehil ellerde tedavinizi yaptırmaktan da geri kalmayın. Omurga
kemiklerimiz; Boyun, sırt, bel ve sakrum-koksix olarak dizinlenmiş, sakrum-koksix ve boyun 1
ile 2. Kemik arası dışında disk mesafesi dediğimiz yastıkçıklardan oluşur. Ayrıca bu dizilimin
arka tarafında sağlı-sollu birbirine adeta bir eklem gibi bağ yapan Fasetlerimiz vardır. Bu
omur kemiklerinin boyun kısımları 7 adet omurdan oluşuyor, ön komşuluğu yemek ve soluk
borusu ile, ön-yan komşuluğu atar damar ve toplar damar ile yapıyor. Sırt ve bel omurlarının
ön komşuluğu ise çok daha önemli olan kalp ve aorta çıkışları, inişleri ve bunların yukarı
gelirken toplayıcı damarları mevcuttur. Hepsi bir tarafa boyundan aşağıdaki tüm beyin
iletimini sağlayan omurilik; kanalda içi sıvı dolu zar ile çepeçevre aşağıya doğru
uzanmaktadır.
Omurgada enjeksiyon yapılan yerlerin komşuluklarındaki önemli yapılara değindikten
sonra bırakın iğne ile o bölgelere bir takım enjeksiyon yapmayı, bilinçli insanların yaptığı gibi
masaj adı altında bile dokunmamayı tercih etmek gerekir. Ağrı çeken bir kişiye yapılacak olan
en birinci yaklaşım, nedenini bulmaktır. Ağrı bizim alarmımız. Onu kapattığınızda hırsızın
nerede olduğunu bulamazsınız ve iş işten geçmiş olabilir. Aynı şekilde ağrı sistemini
kapattığınızda yıpranma ve hasarlanma devam ederek çok daha sıkıntılı, geri dönüşü
mümkün olmayan hasarlara sebep olmaktadır.
Omurga ve eklemlerin kronik ağrısını geçici olarak azaltacak, sıklığını azaltacak
enjeksiyonlarda uzun süreli ağrı kesici ve kortikosteroidler kullanılmaktadır. Bu ilaçların
yanlış, gereksiz ve doz aşımlı yapılmaları neticesinde hastalarda ani şok ile kalp durması,
mide kanamaları, vücut boşluklarında sıvı toplanması (ki biz buna ödem diyoruz) ve kalp
yetmezliğine kadar götürebilir. Ayrıca enjeksiyonun Omurilik sinir yaralanması ve ana damar
yaralanmalarına, Lazer ve Radyofrekans ile sinirin yanmasına sebep olabilir.

Sonuç itibari ile her ağrısız çözüm, ağrılarınıza kesin çözüm, iğneyle 5 dakikada
ağrılarınızdan kurtulun, ameliyatsız bel-boyun fıtıklarına çözüm gibi söylemlerin altında yatan
soru işaretlerinden bahsettim. Ameliyattan korkarken ameliyat bile olsanız düzelemeyecek
kadar bir hasar oluşmasın, hayatınız zindan olmasın. Doğru yerde, doğru uzman ile doğru
tedavi hepimizin hakkı.
Sevgilerimle..